[vc_row][vc_column][vc_column_text]Seasons & Stories olarak ilk röportajımız Harper’s Bazaar Türkiye Mart 2017 sayısında yayınlandı. Genel yayın yönetmeni Gülen Yelmen, röportaj için Eylem Şimşek’e çok teşekkür ederiz.[/vc_column_text][vc_single_image image=”1392″ img_size=”full” css=”.vc_custom_1492594327372{margin-bottom: 30px !important;}”][vc_column_text]
DÖNEMİN RUHU
Sürdürülebilir moda kavramını Seasons & Stories çatısı altında geçmiş dönemlere ait nadir bulunan vintage aksesuarlarla savunan Ahmet Gencehan Güneş’in yeni showroom’undayız.
Röportaj: Eylem Şimşek Fotoğraflar: Koray Işık
Chanel Sonbahar/Kış 198-84 koleksiyonundan bir kemer, 40’lardan kalma Schiaparelli küpeler ya da 80’lerden Nina Ricci broş… Bu parçalar eğer size büyüklerinizden geçmemişse nadir bulunan bir hazine gibidir. Ahmet Gencehan Güneş, uzun yıllar tekstil ve organizasyon sektörlerinde yönetici olarak çalışmış ve ardından Ahu Yağtu’nun ikinci el, online kıyafet ve aksesuar platformu Auvintage’ın marka yöneticiliğini üstlenmiş biri. Auvintage’da dört yıl boyunca değerli vintage parçalarla iç içe olmak ona ilham vermiş olacak ki kısa süre önce Seasons & Stories’e Levent’teki showroom’unda hayat verdi. Burası sürdürülebilir modayı en iyi kondisyonda vintage ve ikinci el tasarımlarla savunan bir yer. Bir başka deyişle, yazının başında belirttiğimiz o değerli hazinelerle karşılaşacağınız vaha.
Daha önce Ahu Yağtu ile Auvintage’da çalışmanın Seasons&Stories’i yaratma fikrinizin temellerini oluşturduğunu söyleyebilir miyiz?
Elbette…Vintage ürünlere olan ilgimin artmasında Ahu’nun rolü çok büyük. Uzun yıllar bu sektöre emek vererek çalıştıktan sonra birikimimle şu anda daha spesifik vintage ürünlere yoğunlaşıyorum. Özellikle de vintage aksesuar ve çantalara. Olağanüstü titizlikle seçilen bu parçalar benim için sadece tutku olmaktan çıkıp daha geniş kitlelere ulaşabileceğim bir iş alanına dönüştü.
Levent’te bulunan showroom’da tasarımları nasıl bir atmosferde sergilemek istediniz?
Showroom’un dekorasyonu sunduğumuz seçkinin ruhuna uyan, eklektik bir tarza sahip.Terakota rengi duvarın önündeki tel dolap, seçkimizde yer alan aksesuarların özel ama aynı zamada ulaşılabilir oldukları hissini veriyor. Halit Berker tasarımı masa, bank ve para- vanlar, Banu Kent tasarımı ananas figürlü pirinç ayna, zebra desenli post, bleu-blanc saksılarda kentialar ve kristal vazolarda sürekli değişen taze çiçekler sıcak ve egzotik bir ambiyansla birbirinden değerli parçaların hikayesini daha anlamlı kılıyor.
Seasons&Stories’in arkasında nasıl bir ekip var? Tasarımların seçimine, koleksiyonunuza dahil etme, satış, showroom yönetimi gibi pek çok ayağın sorumluluğu kime ait?
Koleksiyon seçimleri, seçilen tasarımların gruplandırılması, markalı parçaların sezonlarının ve anonim parçaların dönemlerinin belirlenmesini kendim yapıyorum. Showroom ve satış sonrası yönetiminden sorumlu bir ekip ve bu ay itibariyle açılan internet sitemiz seasonsandstories. com’dan sorumlu ayrı bir ekip yer alıyor. Moda editörü Mert Aslan da uzun yıllardır biriktirdiği vintage parçalar ve bize özel vintage seçkisiyle başladığımız günden itibaren markamıza destek veriyor.
“Vintage parçaların üzerinizde o dönemden fırlamış gibi durmaması çok dikkat edilmesi gereken bir konu”
İkinci el tasarımların aslında en önemli kıstası zamana karşı yenilmemek. Siz vintage objelerin zamansızlık kıstasını neye göre belirliyorsunuz?
Vintage obje ve aksesuarların günümüzde de rahatlıkla kullanılabilir olması benim için en önemli unsur. Satın aldığınız vintage parçaların üzerinizde o dönemden fırlamış gibi durmaması, günümüzden kopmadan hayatımıza dahil olması çok dikkat edilmesi gereken bir konu.
Seçkinizde ağırlıklı olarak Chanel, Yves Saint Laurent, Lanvin gibi modaevlerine ait aksesuarların dışında anonim tasarımlar da yer alıyor mu?
Seasons & Stories olarak Türkiye’nin en büyük vintage aksesuar koleksiyonuna sahibiz. Seçkimiz içinde markaların defile parçaları, özel koleksiyonlarından seçtiklerimiz ve anonim parçalar da yer alıyor. Bunlar arasında en çok beğendiklerim 50’lere ait altın kaplama zincir kolyelerimiz. Yves Saint Laurent’ın yalnızca 500 adet üretilen kolyesinden biri, nadir bulunan kalp küpelerinden birkaçı, Chanel imzalı 1988 yılına ait bileklik ve daha birçok eşsiz parça bu koleksiyonda karşınıza çıkıyor.
İkonik mücevherler arasında bir kadının üzerinde sizin dikkatinizi en çok ne tür tasarımlar, hangi döneme ait parçalar çekiyor?
Aksesuar seçimi bir kadının tavrını ve tarzını en iyi yansıtan özelliklerden biridir. Ben her kadına bir çift küpenin yakıştığını düşünen biriyim. Özellikle yüz şekline ve stiline uygun küpe seçimi yapan kadınlar hep ilgimi çekmiştir. Bu yüzden seçkinin büyük bir kısmını küpeler oluşturuyor.
Sizi geçmişe bağlayan ve bugüne taşıma motivasyonu veren ilham kaynakları neler?
1900’lerin başından 2000’lere uzanan 100 yıllık dönem bugünün modasını belirleyen mihenk taşlarıyla dolu. Chanel, Schiaparelli, Patou, Saint Laurent, Goossens gibi tasarımcılar hala günümüze ilham veriyorlar. Bu bağlamda geçmişin hikayelerinden yeni hikayeler yaratmak markanın mottosu.
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]